(1952, Bolu)

 “Işık sönünce siz kalıyorsunuz. Benim için ışıklar hiç sönmüyor.”

Göynük’te doğan dört kardeşten biridir Mustafa Başkan. Gözleri, doğuştan gelen bir rahatsızlık nedeniyle görmemektedir. Köyde ve daha sonraki yıllarda en sadık dostu radyodur. Küçük yaşlardan itibaren pek çok şarkıyı, türküyü ve mevliti ezberler radyodan dinleyerek. Ancak hafızlığını tamamladıktan sonra babasının baskısıyla çok sevdiği radyodan pek birşey dinleyemez. Babası onu kandillerde ve özel günlerde camilere götürür ve bu camilerde, ezberlediği mevliti okur. Aynı zamanda mukabelelere eşlik eder. 

Camide görevli bir hocanın desteği ile başlar hafızlığa. Eğitimine, onun yerine gelen başka bir hocayla iki sene daha devam eder. İlk hocası daha sonra geri gelir ve hafızlığı sıkı bir çalışmayla kısa sürede tamamlar. Kur’an-ı Kerim talim ve tecvit derslerine başlar. Ardından İstanbul’a giderek Hasan Akkuş Hoca’dan ders alır fakat yaşının küçük olması ve ailesinden ilk defa ayrılıyor olması onu zorlar ve eğitimini yarıda bırakarak 3,5 ay sonra Göynük’e geri döner. Köylerini ziyaret eden maliye memuru İsmail Hakkı Bey’in dikkatini çeker. İsmail Hakkı Bey’in ve çevreden birkaç tanıdığın tavsiyesi üzerine ailesiyle şehre gider. 

1970 yılında ise bir daha dönmemek üzere İstanbul’a gelir ve Kadıköy’e yerleşir. Engellilerle ilgili yeni çıkan bir çalışma kanunundan faydalanarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na müracaat eder ve mülakatlara girmeye hak kazanır.  Mülakatı kazanır ve 1976 yılında Süleymaniye Camii’nde görevlendirilir. Süleymaniye Camii’nin çevresi, göreve başladığı yıllarda çok zorlar onu. Bu yıllara dair hatıralar pek de iyi değildir hafızasında. Bu yıllarda Kalamış, Caddebostan ve Kartal sahillerinde vakit geçirir. 1996’da Süleymaniye Camisi’nden emekli olur.

Fiziksel durumu onun için maddi ya da manevi herhangi bir engel teşkil etmez hiçbir zaman. Yalnızca toplumdan engellilere karşı daha duyarlı olunmasını ister. İstanbul’a geldiğinde bir tanıdığının tavsiyesi üzerine Çapa’da doktora gider fakat hiçbir şey değişmez hayatında.

Konservatuar öğrencisi olan eşiyle vapur çıkışında tanışır ve bir süre devam eden arkadaşlıkları evlilikle sonuçlanır. 1994’te doğan oğluyla babalık hissini tadar. Kani Karaca’ya benzetilir hep. Manevi anlamda çok getirisi olduğunu düşündüğü Maşuk’un Nefesi adlı bir filmde oynar. 

Uzun süredir Karagümrük’te oturan Mustafa Başkan emekli olduktan sonra mukabele okumaya devam eder ve vaktini genellikle dostlarıyla geçirir.