Mustafa Faruk Özbakan ile Sözlü Tarih Görüşmesi

Mustafa Faruk Özbakan ile Sözlü Tarih Görüşmesi

Birkaç nesil İstanbulludur ailesi Mustafa Faruk Özbakan’ın. Anne tarafı 93 Harbi esnasında Kafkasya’dan göçer. İstanbul’un işgali yıllarında eğitimine ara veren 1904 tarihinde doğan babası Fikri Bey, Kurtuluş Savaşı’nın ardından sorgu hâkimliği (müstantik) okur. Deniz kenarında aradığı evi o yıllarda eş değerde olan Arnavutköy’den değil, ulaşım rahatlığı sebebiyle Samatya’dan tercih eder. Narlıkapı’dan alınan ahşap, 3 katlı evde doğup büyür Faruk Bey. Camiden çok kiliselerin olduğu Samatya’da geçer çocukluk ve gençliği. At Pazarı ile Kadınlar Pazarı arasında oturan anneannesi  dolayısıyla Fatih’i de yaşar. Anne ve milliyetçi ve muhafazakâr bir kimliğe sahip babası vefatlarına kadar Samatya’da yaşar.

Okuma yazmayı eğitim konusunda çok hassas olan babasından öğrenir. Oğlunun eğitim hayatı konusunda son derece istekli olan babası kızı söz konusu olduğunda o kadar değildir. Yedikule İlkokulu’nda Ermeni arkadaşlarıyla okuyan Özbakan, Bakırköy Lisesi’ne gider. Ortaokul yıllarında Bakırköy neredeyse eski ismiyle Makriköy gibidir.

Babası müzik ve şiirle ilgilenmesine rağmen sanata ilgisini hoş görmez Faruk Özbakan’ın. Bu yüzden istemesine rağmen lisede teknik resim eğitimi alamaz. Lise son sınıfta 4 dersten bütünlemeye kalır. Bütünleme sonrasında tek dersi kalır ve o sene yürürlüğe giren tek ders sınavı sayesinde üniversiteye girebilir. Bölüm tercihini coğrafya öğretmenine duyduğu hayranlıkla yapar. Böylelikle 1965’te girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Coğrafya eğitimi alır. Üniversiteye girdiği yılları Anadolu ile tanışması olarak kabul eder. Üniversite öğrencileri arasında İstanbullular azınlıktadır. Pek çok yeni lezzetleri taşralı arkadaşları sayesinde tadar. 1968’de üniversite son sınıf öğrencisidir. Çıkan olaylar sebebiyle okulunu bir dönem uzatmak zorunda kalır.

1970 yılı Kasım ayında Tuzla Piyade Okulu’nda askerdir. 12 Mart Muhtırası verildiğinde askerlik görevi henüz bitmemiştir. Piyade okulunda, bir talimname hazırlığı içinde olan bölük komutanının özel yazıcılığını yapar. 6 aylık eğitimin ardından Artvin Hopa’ya gider. Askerliğinin son 7 ayında Sarp Hudut Komutanı olarak görevlendirilir. 1971 senesi Nisan ayında terhis olur. Hopa’da askerliği esnasında mağaza sahibi bir konfeksiyoncu ile tanışır. Aldığı teklifle vitrin düzenlemeleri yapar. Askerlik öncesi Milli Eğitim Bakanlığı’na öğretmenlik için başvurur. Ancak terhis olduktan sonra başvuru sayısının fazlalığından dolayı atamasının mümkün olmadığını öğrenir.

1970’te askere gitmeden önce sınıf arkadaşı Yusuf İmamoğlu’nu okuldaki bir çatışma esnasında kaza kurşunu sebebiyle kaybeder. Komandalar denilen ülkücü grubun kurucuları arasında yer alan arkadaşı Aybars Tekin de 70’li yıllarda pusuya düşürülerek öldürülür. 68’deki öğrenci olaylarıyla başlayan terör eylemlerinde iki arkadaşını kaybetmiş olur. Tekin’in ölümünden bir ay kadar sonra 12 Eylül darbesi yaşanır ve terör eylemleri sona erer.

Matematik öğretmeni olan eşi Verda Hanım’la 1972’de ilk çalıştığı okulda, okul müdürü vasıtasıyla tanışır. 1973’te nişanlanır, bir sene sonra da evlenirler. Verda Hanım, devlet okuluna tayin olduktan sonra yarım gün çalışmaya başlar. Geri kalan zamanda özel ders vermekte ve çocuklarla ilgilenmektedir. Birikim yapabilmek için okul harici saatlerde de çalışmak zorunda kalırlar. 1975 ve 1986’da çocukları dünyaya gelir. Kızına Ayşe İdil, oğluna erkek kardeşi olmayan eşinin kızlık soyadı olan Çağdaş ismini verir. Çocukların bakımında kolaylık olması maksadıyla Şişli’de oturan kayınvalidesine yakın bir evde oturmayı tercih ederler.

1995’te lise müdürlüğünden resmen emekli olur.  2005 yılına kadar çalışmaya devam eder. Emeklilik dönemini hobilerine ayırır. Türkiye’de aynı görüntünün bulunduğu birden fazla karpostalı üst üste yapıştırarak tablo yapımını başlatan kişidir. 1998 yılında eşinin Londra’dan getirdiği bir tabloyu taklit eder. Görenlerin ilgilenmesiyle bu teknik, ülke genelindeki sanat kurslarında öğretilmeye başlanır. Emekli olduktan sonra 1941 yılında kurulmuş olan Türk Coğrafya Kurumu’nda çalışmaya başlar. 2011’de derneğin 70. kuruluş yılı anısına bir tarihçe kitabı hazırlar. Emeklilik günlerinde kendisinin patronu olur.

Meslek hayatı boyunca özel eğitim kurumlarında yöneticilik yapar. Bu idarecilik yıllarında öğrencilerinin başarısını yükseltmek maksadıyla çeşitli yöntemler dener. Senelerini eğitime adamış biri olarak eğitimle ilgili engin deneyime sahiptir.

Hayatına yön veren çeşitli isimler olmuştur. Meslek seçimini, lisedeki coğrafya hocasına duyduğu sevgi sağlar. Meslek hayatında istişare kabiliyeti yüksek, birlikte çalıştığı bir müdürü örnek alır. İş hayatı boyunca meslektaşı da olan eşiyle meslek sorunlarını konuşmaz ve eşinden aldığı desteğin kariyerinde önemli olduğunu düşünür.

2005’te, yıllarca çalıştıkları için aşina oldukları Levent’e taşınırlar.

FOTOĞRAFLAR

VİDEOLAR

SÖZLÜ TARİH ARAŞTIRMALARI

Veritabanı

Sözlü Tarih Araştırmaları Veritabanı'nın yer alan tüm kategoriler için arama yapabilirsiniz.

D-SPACE

Sözlü Tarih arama veritabanı D-SPACE altyapısını kullanmaktadır.