F. Zehra Nesrin Gülüm Kocal ile Sözlü Tarih Görüşmesi

F. Zehra Nesrin Gülüm Kocal ile Sözlü Tarih Görüşmesi

“Eskiden bir baba çalışır on çocuğa bakardı. Şimdi on çocuk çalışıyor bir babaya bakamıyor.”

Tosya’da bir bağda dünyaya açar gözlerini Fatma Zehra Hanım. Annesi de babası da Tosyalıdır. Tela işiyle uğraşan dedeleri, babası daha dört yaşındayken İstanbul’a çalışmaya gelir. Ortaokul öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra Tosya’ya döner ve on  sekiz yaşında evlenir. O sıra abisi doğar. Üç senelik askerlik görevinden sonra ailesini de alarak İstanbul yolculuğuna çıkar. Sonu İstanbul’a varan bu yolculukta on bir aylıktır Fatma Zehra Hanım.

(1947, Kastamonu)

 “Eskiden bir baba çalışır on çocuğa bakardı. Şimdi on çocuk çalışıyor bir babaya bakamıyor.”

Aile, Aşir Efendi Caddesi’nde tela ticareti üzerine dükkan açar. Bir erkek, bir de kız kardeşi olur. Tosya’nın kalbur üstü aileleri Nişantaşı’nı tercih ederken daha mutaassıb olan bu aile Bayezıt’a yerleşmeyi tercih eder. Herkesin birbirine bağlı olduğu ve saygıyla yaklaştığı, Halide Edip Adıvar ve Şule  Yüksel Şenler’in de bir dönem oturduğu Soğanağa Mahallesi’nde geçer çocukluk ve ilk gençliği. Bayezıt’ta ilk Soğanağa Camii’nin karşısına Demiröz apartmanına, oradan  Ali Vardarlı apartmanına, sonra da  Soğanağa’da bahçeli ve havuzlu Mithat Paşa konağını satın alarak yerleşirler. Amcaları alt katta, dedeleri orta katta kendileri de üst katta ikamet ederler. Bir süre sonra Fuat Paşa Konağı’nın karşısındaki Cansu ailesinin sobalı evine taşınırlar. Buradan yeni yapılan kaloriferli ve İstanbul’un  saygın kişilerinin oturduğu Gürünlülerin Makbul apartmanına geçerler. Evleninceye kadar bu nezih apartmanda ikamet eder artık.

Eğitim hayatına Koca Ragıp Paşa İlkokulu’nda başlar. Cağaloğlu Kız Enstitüsü’nü bitirir babasının aynı yerdeki okulu ve numarasıyla. Kadınların çalışmasına pek sıcak bakılmayan yıllardır bu dönem. Yaşıtları gibi o da ilkokulu ve enstitüyü bitirdikten sonra  evlenir. Evdeki zamanlarını güzel ve dolu dolu geçirirler arkadaşlarıyla. El işleri, nakışlar yapar, sohbet edip kitap okurlar. Babasının vasıtasıyla Cerrahi Tekkesi’ne gider. Ayrıca ramazan sohbetleri için Bayezıt’taki Küllük Kahvesi’ne giderler, bir kenarda babasının arkadaşlarıyla yaptığı sohbetleri dinlerler.

Doktor bir damat adayıyla on dokuz yaşında evlenir. Nikahlarını Cerrahi Tekkesi şeyhi Muzaffer Özak kıyar. Evlendikten sonra Fındıkzade’de küçük bir eve yerleşirler. Oradan da kız kardeşinin teşvikiyle Soğanağa Mahallesi’ne geri dönerler. Eşinin ailesinin ikamet ettiği Büyükada’ya sık sık giderler. Çoğu Anadolu yakasına taşınan Soğanağa Mahallesi  sakinleriyle dostlukları ilerleyen zamanlarda da kopmaz.

Mahallede bir sene kaldıktan sonra eşinin tayini çıkar ve Erzincan’a yerleşirler. Erzincan’dan sonra, ilk gittiklerinde çok zorluk çektikleri ve zamanla alıştıkları Almanya macerası başlar onlar için. Türkiye’deki yokluk onların vatana alışverişler yaparak dönmelerine sebep olur. Eli kolu dolu gelirler hep Almanya’dan Türkiye’ye. 12 sene ikamet ettikten sonra Alman kültürünün etkisinde büyütmek istemedikleri çocuklarını da alır, Türkiye’ye dönerler. Bu sefer de İstanbul’a uyum sorunu yaşarlar ve daha sonra İstanbul hayatına alışırlar.

1968 yılında doğan kızı Almanca hocası, 1971 yılında doğan oğlu da Elektrik Elektronik mühendisi olur.

Fenerbahçe ve Taşdelen semtlerinde dönüşümlü olarak ikamet ederler.

FOTOĞRAFLAR

VİDEOLAR

SÖZLÜ TARİH ARAŞTIRMALARI

Veritabanı

Sözlü Tarih Araştırmaları Veritabanı'nın yer alan tüm kategoriler için arama yapabilirsiniz.

D-SPACE

Sözlü Tarih arama veritabanı D-SPACE altyapısını kullanmaktadır.