Hüseyin Elmas ile Sözlü Tarih Görüşmesi

Hüseyin Elmas ile Sözlü Tarih Görüşmesi

(1959, Sivas)

“Aşureyi bütün Anadolu pişiriyor. Esasında hepimiz binlerce yıllık tarihimizi yaşatıyoruz.”

Sivas’ın Hafik ilçesinin Yalıncak köyünde dünyaya gelir Hüseyin Elmas. Doğduğu yer soğuk kış gecelerinde kitaplar okunan, sazlar çalınan, deyişler söylenen menkıbeler anlatılan bir Alevi köyüdür. Nüfusta 1959 olan doğum tarihinden iki üç yaş daha büyüktür aslında. 10 kardeşin üçüncüsüdür. Elmas ailesi aslen 190 yıl kadar önce Tunceli’den göçerler Sivas’a. Geçmişte yaşanan tatsız olaylardan bahsetmemeyi tercih ederler büyükleri. Halk içinde Mahmut Dede olarak hitap edilen babası bir Alevi dedesidir. Zöhre Ana diye hitap edilen annesi ise Yalıncak Sultan Dergâhı postnişininin kızıdır. Hüseyin Elmas’ın anne tarafından soyu Yalıncak Sultan’a dayanır. Çocukluğu tekkede, dayısının ve babasının terbiyesi altında geçer. Özel günlerde evlerinde toplanan komşulara Alevi inancı gereği yol gösteren babasını gözlemleyerek yetişir.

1965 yılında köy ilkokuluna başlar. Ortaokula ise 1970 yılında Erzincan Tercan’da gider. Ortaokul ikinci ve üçüncü sınıflara Ankara’da devam eder. 1974 yılında yetişmesinde payı büyük olan Yalıncak Tekkesi’nin postnişini olan dayısı Hüseyin Feyzi Yalıncakoğlu ile birlikte İstanbul’a gelir. Gündüzleri çalışması gerektiği için o yıl açılan Bakırköy Akşam Ticaret Lisesi’ne kaydolur. Belediyenin çay ocağında iş bularak çalışır. 1979 yılına kadar gündüz çalışıp gece okula devam eder. İstanbul’a geldikleri ilk aylarda dayısıyla birlikte taliplerin evlerinde kalırlar. Daha sonra kiraladığı bir odada kalmaya başlar. Kısa bir süre sonra köyden gelen kardeşi Hamza’yla birlikte yaşamaya başlarlar. Muhatap olduğu memurlar üniversiteye devam etmesi yönünde teşvik eder onu. Mezun olunca İstanbul Belediyesi Hesap İşleri Müdürlüğü’nde çalışmaya başlar.

İki yıl memuriyetten sonra Ankara İktisadi Ticari İdari Bilimler Akademisi Mali İşler ve Muhasebe Yüksek Okulu’nu kazanır. 1979’da başlayan memuriyeti devam etmektedir. Kazancının bir kısmını ailesine gönderir. Kayıt yaptırdığı bölümde devam mecburiyeti yokken iki ay sonra kurulan Yüksek Öğretim Kurumu bütün bölümlere devam mecburiyeti getirir. Ankara’daki üniversite öğrenciliği büyük maddi zorluklar içinde geçse de üniversiteyi bitirmek onun için bir iddia haline gelir ve tercihini okuldan yana kullanarak işten ayrılır. Öğrenciliği devam ederken İstanbul’a geldikçe bir akrabasıyla birlikte boyacılık yapar. Mezun olduktan sonra İstanbul’a döner ve muhasebecilik yapmaya başlar. Artık bütün kardeşleri İstanbul’dadır.

70’li yıllara denk gelen gençlik döneminde, sağ sol gerilimine şahitlik eder. Lise öğrencisiyken sağ gruplar kendisiyle ilgilense de kendini daha rahat ifade edeceğini düşündüğü Alevi gençlerin de desteklediği sol topluluklar içinde olmayı seçer. İnancı ile dini açıdan kutsal kabul edilen şeyleri inkâr eden şehirdeki sol örgütler arasında bocalar. Bir dede çocuğu olarak o yapılanmaların içinde olmamayı seçer.

Üniversite öğrencisiyken geldiği İstanbul’da dayısıyla birlikte cemlere katılır. Alevilerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde, büyük evlerde küçük gruplarla toplanarak cemler yapılır, başlarına bir sıkıntı geleceğinden korkulsa da. Cem ayinini dayısı yürütür, o da bağlamasıyla zakirlik yapar.

Dede çocuklarının talip çocuklarıyla evlenmeleri hoş karşılanmamaktadır. Bu bilinçle Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğrenci ve bir dede kızı olan Kıymet Hanım’la 1987 yılında evlenir. 1988 yılında da oğlu Mert Ali dünyaya gelir.

1988 yılında askerlik kararı alsa da geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle ancak 1990’da gidebilir askerliğe. Kütahya’da bölüğüne teslim olur, ertesi gün Kuveyt Savaşı çıkar. Acemilikten sonra Ankara’ya gider. Askerliği devam ederken kız kardeşinin vefat etmesi büyük bir acı yaşatır ona. Savaş bittikten bir hafta sonra terhis olur. Yetişmesinde büyük emeği olan ve Aleviliğe dair herşeyi öğrendiği Hüseyin Feyzi Bey’in 1993 yılındaki vefatı da çok etkiler onu. Köyde yalnız kalan anne ve babası 1997 yılında İstanbul’a gelir. Ancak onların İstanbul’daki yaşamları uzun sürmez. Annesi 2000 yılında, babası da 2006 yılında vefat eder.

Hüseyin Elmas Uuun yıllar iş adamı Sabri Aslan’ın yanında çalışır. 1996 yılında kayınbiraderiyle birlikte kendi işini kurar ancak aldığı dini terbiyenin de etkisiyle iş dünyasının şartlarına ayak uyduramaz.

Yalıncak Sultan Türbesi 2003 yılında Hüseyin Elmas’ın başkanlığını yürüttüğü köydeki dernek tarafından yaptırılır.

Dergâhı İstanbul’da bulunan Karacaahmet Sultan, Hacı Bektaşı Veli Dergâhı’nda gözcülük vazifesi yapar. Yalıncak Sultan Dergâhı’nda yetişmiş Ağuiçen Ocağı dedelerinden olup şu anda görgü cemlerine başkanlık ettiği Sarıgazi Cemevi dedeliğini yürütmektedir.

FOTOĞRAFLAR

VİDEOLAR

SÖZLÜ TARİH ARAŞTIRMALARI

Veritabanı

Sözlü Tarih Araştırmaları Veritabanı'nın yer alan tüm kategoriler için arama yapabilirsiniz.

D-SPACE

Sözlü Tarih arama veritabanı D-SPACE altyapısını kullanmaktadır.